“Ölümsüz sevdalar ve yitik hatıralar üzerine.
Girit’ten İzmir’e hep çamın gölgesinde”
“Yerimi bulamadım. Döndüm dolaştım, dağlar nehirler
aştım. Dere tepe düz gittim, yok. Milyarlarca insana
bağrını açan koskoca dünya bana sığabileceğim bir
yer göstermedi. Tam her şey yoluna giriyordu ki olanlar
oldu. Bir süre devam etmeye çalıştım. “Hikmet halleder.”
lafı dillere pelesenk malum. Böyle alışmış herkes. Halledemedim,
gölgene geldim. Al beni, dinle, dinlendir, sağılt,
sahip çık.”
“Kadim dostum çamla böyle selamlaştım. Ben doğduğumda
en boylu poslu ağacıydı mahallenin. Yıllar
sonra döndüğümde ondan başkası kalmamıştı sokakta.
Gölgesinde serinlediğim, büyüyüp serpildiğim, her geldiğimde
dertleştiğim çam ağacıydı karşılayanım. O yerindeydi,
ben dışarda. Canım, asırlık çam ağacım! Sen
şu hayatta yerini ne güzel de bulmuşsun. Peki ya ben ne
olacağım?”
Çam Ağacının Gölgesinde
Armoni Yayıncılık