A. Y. (Editör) Okudum. ‘İşte katil bu!’ dediğim her bölümde ters köşe, gerçek katil ortaya çıktığında ise şok oldum. Çok başarılı bir hikâye…
Z. T. (Sağlıkçı) Bir kitabı sahiplenmenin en büyük göstergelerinden biri beğendiğin cümlelerin altını çizmektir. Bu kitabı okurken kalemi elinizden düşüremeyeceksiniz.
A. N. T. (Öğrenci) Bazı sahnelerde okumaya devam edemedim. Doyasıya ağladıktan sonra kaldığım yerden devam etmek istedim ama ağlamaktan dolayı yine okuyamadım. Kitabı okumadım, adeta Kadir’in psikolojisini yaşadım.
T. Ç. (Eleştirmen) Öncelikle çok kötüsünüz. Katil kesin budur dediğim karakterlere karşı mahcup oldum. Eseriniz çok başarılı. Tebrik ediyorum.
S. K. (Öğretmen) Bu nasıl bir hayal gücüdür. Böyle bir roman yazmak isterdim.
A. G. (Ev Hanımı) Ben bir okur olarak bazı sahnelerde ürperdim. Sizin yazıya dökerken neler hissettiğinizi çok merak ediyorum doğrusu…
Bu hikâyede herkes şüphelidir. En yakınındakiler bile.
Eşkâl yok. Hedef yok. Sadece amacı belli olmayan bir psikopatın gölgesi ve sırları var. Kendisine kurulan tuzaklardan haberdar. Her zaman bir adım önde ve bütün hamleleri boşa çıkartıyor.
Tüm olaylar, genç kızların esrarengiz ölümüyle başlar. Cesetlerde katilin iç dünyasına ait imzalar vardır. Kurbanlarını zehirle öldüren ve ülkenin en iyi dedektiflerini peşinden koşturan bu psikopat, gelişigüzel dizilmiş rakamların olduğu bir not ve bu kâğıdın içinde tek bir saç teli gibi ipuçlarıyla bir sonraki kurbanın kimliğini dedektiflere bildiren bir katildir.
Medyanın da etkisiyle yükselen baskının altında çırpınan dedektifler, yazılı olmayan birçok teknik dener ancak her defasında planları boşa çıkar ve günün sonunda katile ait alaycı bir sonla karşılaşırlar.
En zor olayları çözen acar dedektifler Kadir ve Ahmet, bu bulmacayı da çözebilecekler mi?
Zehirli Meçhul
Armoni Yayıncılık